Değersizleşen tüketim çılgınlığının faturasını "zaman" ödüyor genelde. Expendable yapmayı isterim (?) Eğer birisinin bunu alır da kendi üçgenine koymak isterse konuşalım. Teklifim ciddidir, sadece "DIR-ACT-ION" vereceğim geri kalanına kendisi gidecek ve kendi zaman faturasını ödeyecek, tabi bunu hangi motivasyon ile yaptığı da anlamlı? Aralıksız kendimi sevme süresi olarak ele aldığım Cuma günü yaklaşık 4-5 saat arasında TEMU'da dolaştım. Para harcamaya yönelik gelişmemiş kişiliklerden "ne yapacağız, bir ihtiyacımız yok ki" duygu ve düşünceleri görmek ilginçti. Kapanışı da Erdem Hastanesinde Göz Doktoru Sinan Başkan ile yaptık ve konu evliliklere geldi. Radyasyon böyle bir şey arkadaşlar. Sinan bana "kedi bırakılır mı diye sordu; boşandığımda neleri bıraktığımı bilseydin kediyi sormazdın bile" dedim. Hangi kedi arkadaşlar?
Aradığım şey ne TEMU'da ne de Aliexpress'te. Fiziksel olarak aranacak bir yer olmadığı için Pidem'de kavurmalı kaşarlı ile günü pasifize ediyorum. Fakir ve ucuzcu hazların varlığımın elektriksel gelişimini etkilememesi ne güzel değil mi? Acı hep burada artık, sadece o da salondaki yerini aldı. Diğer arkadaşlarım ya da AOS adıyla bildiğiniz ancak tam da öyle olmayan insanın içsel kültüründe yaşıyorlar. Serkeşliğin Doğa'sı ve kazanı kaldıracak gücü (R1) olması da ilginç değil mi? Küçükken dayak yiyen çocuk güçlenir ve sonra herkesi kılıçtan geçirir? Anasına ya da hayatındaki kadınlara öfkesi midir yani? Beni sevmediler, bana bakmadılar mıdır? Neyse ki o çocuğunda salonda yeri var abileriyle birlikte.
Darwin'in evrim hikayesi midir yani beni buraya getiren şey? Yaratıldığımız "1" gerçek değerli uçan kuşlar. "Değersiz mi benim aşkım, yananlara kattın beni?" alın size yaratılışın hikayesi. Hadi veriyorum küçük zenciyi isterseniz hızlı Çinliyi de verelim. Çinli arada hız yaptığı için heyecanlanıyor da.
Kime kazan kaldırıyorsun serkeş oğlan? Adam (man); plan yapar ve süreci işler yavaş yavaş. Onun hedefi vardır ve asla vazgeçmesine olanak vermeyen duyguları, yapıştırıcılığı ve bunların dokusu olan adanmışlıktır onun ilacı. Beyefendi (gentleman) Adam'ın yaptığını yapmaz; çok daha az görünürdür ve ancak etkisi derindir. Beyefendiyi de Adamlar görür çünkü sahne de Adamlar vardır. Showrunner'lar olarak Adam kuşları da babalarına benzemek isterler?
Haydi, biraz daha bakalım küçük psikolojilerimize. Göreceli önemsizliğimiz yine de birlikte olarak aşırı önemimiz, küçük önemlilerin yönlendirmesiyle ilginç yerlere gidiyorlar. Bireysel kalamayız aynı şekilde de bireysiz de olamayız. Neredeyse 40 yaşındayım ve gelişmemiş olanları gördükçe şaşırıyorum. Resmen yetersiz beslenmeden dolayı zayıf kalmışlar, bunun duygusu ise şimdi geliyor. Kumandayı ele alıp televizyonun sesini açıyor ve beni dinleyin ulan diyor. Dinliyorum kardeşim, senin aşkın değersiz değildi sadece kendimizi ateşe attık.
Son bir daha yapalım sonrasında çıkacağım. Ete yavaş yavaş işliyor ses, sonuçta başlangıçta ses vardı. Ses "Tanrı" ile birlikteydi. Bu arada yaş aldıkça Tanrı katıyla daha fazla etkileşim yapar oldu, nedir yani bir sonraki enkarnasyon şimdiden mi başladı büyük baba?
Bu arada Yaz'da gelmiyormuş. Kaçıyormuş hatta, ne deyim? En büyük harekete geçirici şey boşluk ve yalnız olmak. (Kendinle bir olmak anlamında, yoksa yalnızlık diye bir şey var mı? Özlem var kardeşim.) Bir sonraki şarja kadar buradayız, arayın dostlar.
Comments