Geldik "Under His Eyes" konseptine. Bu kadar tesiri bize ancak Davut verir, sonrasında Hristos veriyor zaten? Ancak onu bir önceki yazıda ele aldık. Şimdi sırada Davut var, okuyalım:
Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.
Oturup kalkışımı bilirsin,
Niyetimi uzaktan anlarsın.
Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin,
Bütün yaptıklarımdan haberin var.
Daha sözü ağzıma almadan,
Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.
Mezmurlar 139:1-3
Bir önceki dozda kabuğun yüzeyini aşarak çıkış mesajını sembolik olarak vermiştik: Ama, nereye çıkıyoruz? Bu soruya, günümüzde maskülen enerjideki değişimle ve oğlan çocuklarının cinsel kimlik bulanımlarıyla birlikte bakmak çıkışçılar için anlamlı. Beyaza yer verelim:
"Son yıllarda, özellikle erkeklerde, testosteron seviyelerinde belirgin bir düşüş gözlemleniyor. Bu düşüş, Amerikan Üroloji Derneği'nin verilerine göre, 2000'lerin başından beri her yıl ortalama %1 ila %2 oranında düşen testosteron seviyeleriyle doğrulanıyor. Hatta 20’li ve 30’lu yaşlarındaki erkekler bile, 50 yıl önceki aynı yaştaki erkeklerden %25 daha düşük testosteron seviyelerine sahip, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Testosteron, enerjik, rekabetçi ve “kendine güvenli” bir cinsel kimliğin temel hormonu olarak bilinir. Ancak seviyelerin düşmesi, bu özelliklerin zayıflamasına, erkeklerde pasiflik, kararsızlık ve kimlik bulanımı gibi durumların yaygınlaşmasına yol açıyor. Cinsel kimlik ve rol bulanımları ise, erkeklerin sosyal hayatlarında yön kaybetmesine, ilişkilerde özgüven eksikliği ve tatminsizliğe neden olabiliyor. Günümüz toplumunda erkeklerde bu duruma sıkça rastlanmasının, maskülen rollerin zayıflamasına ve oğlan çocuklarının giderek güçlü kadın figürlerin gölgesinde kaldığı bir sisteme yönelmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor."
Şimdi bağlara geçelim. Lord Şiva'nın tek ayağı üzerinde dans etmesi yetmiyor mu sana? Belli ki yetmiyor. Acaba erkek çocuklarında son dönemlerde sıklıkla görülen testosteron ve maskülenite değişikliğine bağlı olarak sözde dominant kadınların ayaklarının altında yaşamak istemeleri bu nedenle mi acaba?
Tabi burada o dominant kadınları Lord Şiva rolüne koyduğum yok ancak oğlanların yerde paspas oldukları doğru? Ne yapalım, kök çakraya aldığımız şantilerin sonucu erkeğin ısısı yok oldu, sertlik gitti ve sonunda gelen dağınıklıkta elimizde böyle bir geçicilik var.
Bulunduğumuz yerde kalamayız, karanlık bizi asla alt edemez. Arada bir sola yaslanıyor gibi olabiliriz ya da bilek güreşinde bir tur sola değmiş olabilir ancak sağ artık kas yaptı. Kası yaptığımız yer işte "under his eyes" Pentagramını yanlış kullanarak yakaladığın şey aslında inanç ve hedef eksikliği. Şimdi bir anlayışa gelelim oğlan çocukları.
"Don't live for pleasure / Make life your treasure " şarkısını da dinleyelim.
Hayatını haz için harcamadığında, onu bir hazine yapmak için kaynaklarını kullanmaya başladığında; ki buna başlaman için önce geçicilik yönünde kullanman gerekir?; hedef kendini gösterir ve inanç boşluğu oluşur. Kişi buraya gelmeli, çünkü bu boşlukta yol temiz bir şekilde ikiye ayrılır; daha fazla ve farklı haz, geçicilik ve diğer tarafta ise inancın keşfedilmesi, hedefin belirgin hale gelmesi ve ışıklı yol.
Bu his geldiğinde kabuk haline gelmiş mavi erkek, çünkü ne yapacağını bilemediği bir cinsel enerji ona yolu böyle yürütmüştür, hemen inancın alanına geçemez. Çünkü inanç ve cinsellik iki aynı kaynaktan beslenir. Sen oyunlarından çıkıp başka bir şey aramaya başladığında oyuncu yeşil büyür, suların içinden yavaşa çıkar ve sarı sümüksü, mukuslu yapısından uzaklaşır. Kompleksin düşük sıcaklığa olan alışkanlığı gider.
Ne yani aziz mi olduk? Bizi aziz yapan şey sadece soğukluk ve kuruluk mu ? Değil. Bağlantı olmadan olmuyor çünkü eve ekmek getirecek olan kişi Erkek. Neye bağlısın dostum? Domain'in ve elektrik/manyetik bağını kurdun mu?
Erkek artık pipisile fazla oynamaz, göstermez de. Örtünür, şeylerini toplar, inancın yapısını fark eder; içine girer ve bu olduğunda sevgi yavaş yavaş duyguları dönüştürür. O zaman ne olur? Bir sonraki yazı gelir.
Comments